ALPARSLAN KUYTUL




ALPARSLAN KUYTUL (FURKAN VAKFI) TEHLİKESİNE DİKKAT!

Son günlerde internette Furkan vakfının kurucusu olan Alparslan Kuytul adlı bir şahsın videoları dolaşmaktadır. Bu şahsa ve vakfına karşı müminleri uyarmayı bir kardeşlik vazifesi olarak görüyoruz. Bilindiği üzere Ehli Sünnet dışı sapkın görüşlere sahip kişiler hakkında tehlikesinden sakındırmak için uyarmak gıybet kapsamına girmemektedir.
Son aylarda Cübbeli Ahmet Hoca’nın da vesilesiyle, Ehli Sünnet karşıtı sapkın görüşlere sahip bir çok sözde hocanın foyası meydana çıktığı sizce de malumdur. Y. Nuri Öztürk, M. İslamoğlu gibi Ehli Sünnet dışı sapkın görüşlere sahip şahısların pilinin bitmekte olduğunu anlayan bir takım karanlık çevreler piyasaya Alparslan Kuytul gibi yeni tehlikeler sürmekte ya da bunları memnuniyetle desteklemektedir.

Allah Resulu (sallalahu aleyhi vesellem) buyurdular ki, “Müminin firasetinden (derin kavrayış) sakınınız. Çünkü o Allah’ın nuruyla bakar.”

Peki bu firasetle baktığımız zaman Alparslan Kuytul’dan neden uzak durmalıyız?

 

 

 

  1. Alparslan Kuytul gerçek anlamda bir ilim sahibi değildir. Herhangi muteber bir Ehli sünnet aliminden icazet almış değildir. Sözde rabbani tarz adı altında kendi kuruntularını insanlara ilim diye yutturmaktadır. Yani herhangi bir İslami kaynakla bağlantısı yoktur, ipi kopuktur. Bu noktada el-Ezher mezunu olduğunu hatırlatanlara şunu söyleriz. El-Ezher Ünivertesi Osmanlı’nın son zamanlarında masonların kurduğu, Abduh gibi sapıkların rektör olduğu, zalim Mısır yönetiminin etkisi altındaki bir fitne yuvasıdır. Yani Ehli Sünnet nazarında muteber bir ilim merkezi değildir. Hatta öyleki bu üniversite Fransa’daki başörtüsü yasağının sürmesi için Fransa devletine fetva verecek kadar da alçalmıştır.
  2. Malum olduğu üzere şeytanın şöyle bir yöntemi vardır; yanlış, sapkın bir şey söyleyeceği zaman bu yanlışın yanına 9 doğru katar da öyle söyler. İnsanlara 9 doğrunun hatrına 1 yanlışı kabul ettirir. Oysa ki doğruları muteber kaynaklarda bulmak zaten mümkündür. Hatta Peygamberimiz Tevrat ve İncil de bazı doğrular olmasına rağmen tahrif edildikleri için o kitapları okumayı yasaklamıştır. Furkan vakfının internet sitesindeki öncü şahsiyetler bölümünde de görüleceği üzere
    (http://www.furkanvakfi.net/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=16&Itemid=57 ) Alparslan Kuytul müminlere örnek olarak İbni Teymiye, İbni Kayyım, Seyit Kutup gibi şahısları göstermektedir. (Tepkiler üzerine bir ara İbni teymiye ve talebesi ibni Kayyım bu bölümünden kaldırılmış ancak diğerleri durmaktadır ancak bunun ne niyetle yapıldığu meçhuldür.)
    İbni Teymiye Allah’ı (haşa) yaratılmışlara benzeten, Kuran ’da açık ayetler olmasına rağmen cennet ve cehennemin sonsuz olduğunu inkar eden bir kimsedir.

    َالِدِينَ نَصِيرًا فِيهَا أَبَدًا ۖ لَا يَجِدُونَ وَلِيًّا وَلَا Hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîrâ(nasîren). Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır.(Ahzab 65)

    Nedense başka alim yokmuş gibi İbni Teymiyeyi ısrarla savunan va bunun iftira olduğunu söyleyen akl-ı evvellere İbni teymiye’nin talebesi ibni Kayyım’ın şu sözleri kafidir; (İbnu´l-Kayyım da el-Vâbilu´s-Sayyib´inde şöyle demiştir:

  3. Alparslan Kuytul kunuşmalarında çalgının günah olduğunu söylemesine rağmen söz konusu Alparslan Kuytul’un kişiliğini övmek olunca (abartılı bi şekilde) Furkan vakfının internet sitesinde (http://www.furkanvakfi.net/index.php?option=com_content&view=article&id=1263:hocaefendiden-goeruentueler-2&catid=108:secme-goeruentueler&Itemid=228) her türlü müzik aletinin kullanıldığı sinevizyonlar mevcuttur. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu… Yani hedefe giden her yol mübahtır anlayışı…
  4. Yine bu şahıs onca Ehli Sünnet alimini hiçe sayarak siyasetin, belli kademelere gelerek devleti yönetmenin, bunun için mücadele etmenin haram (belki de küfür) olduğunu, kaymakam olmanın bile caiz olmadığını savunmaktadır. Oysa ki yine bu şahıslar devletin izni ve kontrolünde vakıf kurmakta ve T.C. kimliği taşımaktadırlar. Eğer tutumlarında samimi iseler ellerine silah alıp dağa çıksınlar. Cihadın edebiyatını yapmakla mücahid olunuyorsa vay halimize… Bu gibi kuruluşların faaliyetleri ancak gürlemekten ibarettir, bir damla yağmurları yoktur. Yok eğer bu zamanda ve zeminde cihad tebliğle olur diyorlarsa; onun en alasını İsmailağa-Nakşi-Halidi kolu gibi tarikatlar, Cübbeli Ahmed Hoca gibi hocalar, Milli Görüş kuruluşları gibi kurumlar yapmaktadır. O zaman müslümanların gücünü dağıtmayı bıraksınlarda bu köklü merkezlere destek olsunlar.

    Allah resulu (sav) buyurdular ki; “Zamanın imamına biat etmeden ölen cahiliye ölümü üzere ölmüş olur. Allah’ın (cc) rahmeti cemaat üzerinedir. Cemaatte rahmet ayrılıkta gazap vardır.”

  5. Bir konuşmasında haddini aşarak Ehli Sünnetin Kalesi olan Cübbeli Ahmet Hocamıza dil uzatması ise rengini iyice belli etmiştir. (http://video.yahoo.com/watch/5744844/15047144) Zira bir kişinin Cübbeli Hoca’yla uğraşması için Ehli Sünnet vel Cemaat’in tertemiz yoluyla bir problemi olması gerekir! ALPARSLAN KUYTUL BİZİM MÜSLÜMAN KARDEŞİMİZDİR, İMANINDAN DOLAYI KENDİSİNİ SEVERİZ. AMA MÜMKÜNSE MÜMİNLERE ÖNDERLİK YAPMA İŞİNDEN VAZGEÇSİN! HER ÖNÜNE GELEN HOCALIK DA YAPAMAZ LİDERLİK DE. KENDİSİ BİR İLİM ADAMI CİDDİYETİNDEN UZAK BİR KİMSEDİR. HELE CÜBBELİ HOCA HAKKINDAKİ O TUZAK SORUYA CEVAP VERİP CÜBBELİ HOCAYI KARALAMASI, SATAŞMASI BUNU KESİN BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMUŞTUR!
 

 

 

“İnsanlar, “herhangi bir pisliğin çirkinleştirmediği/bulaşmadığı
temiz”, “kendisinde hiçbir temizlik olmayan pis” ve “kendilerinde
hem pislik, hem de temizlik bulunanlar” şeklinde üç tabaka olduğuna
göre, bunların kalacakları yerler de üç çeşit olacaktır: Mahza
temizlerin yurdu ve mahza pislerin yurdu. Bu iki yurt fena
bulmayacaktır. Üçüncüsü ise kendisinde hem pislik, hem de temizlik
bulunanların yurdudur ki, fena bulacaktır. Bu, (mü´min olan)
isyankârların yurdudur. Zira Cehennem´de muvahhitlerin isyankârlarından
kimse kalmayacak ve onlar cezaları miktarınca azaplandırıldıktan sonra
ateşten çıkarılıp Cennet´e sokulacaklardır. Geriye mahza temizlerin ve
mahza pislerin yurtlarından başkası kalmayacaktır.)

Seyit Kutup ise mezhepsizdir.

 

Tüm bunlardan 2 sonuç çıkmaktadır; ya bu şahıs yeni bir 28 Şubat aktörüdür, ya da aşırı derecede kendini beğenmiş bir megolamandır. Daha önceki sapık hocaların da çıkışlarında aynı yöntemin uygulandığını hatırlatır, kardeşlerimizin bu yeni duruma karşı tedbirli olmaları gerektiğini belirtiriz. Sonra pişmanlık fayda vermeyebilir.Günah bizden gitti…

Sonsöz: Hak geldi, batıl yok oldu! Batıl yok olmaya mahkumdur.(İsra 81) Bu metni arkadaşlarınızla paylaşın…

 

Ce site web a été créé gratuitement avec Ma-page.fr. Tu veux aussi ton propre site web ?
S'inscrire gratuitement